Asutay: Borçlandırma yerine ‘ortak kazanç’ modelleri gelişmeli

Asutay: Borçlandırma yerine ‘ortak kazanç’ modelleri gelişmeli

Asutay: Borçlandırma yerine ‘ortak kazanç’ modelleri gelişmeli

Dünyada faizsiz finans sektörü 5 trilyon dolar büyüklüğe ulaştı. Standard Chartered raporuna göre bu; 2024 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 12 büyümeyi ve 2020’ye kıyasla yüzde 43’lük büyümeye işaret ediyor. Yine farklı araştırmalara göre, Londra 7,7 milyar dolar büyüklükle Avrupa’da faizsiz finansın adeta merkezi. Beklenti 2030’a kadar 9 milyar dolara ulaşmak. Türkiye’de ise faizsiz finansmanın büyüklüğü 2,99 trilyon lira.

Son 10 yılda ise toplam bankacılık sektöründen aldığı pay da yüzde 5,1’den yüzde 8,3’e yükseldi. Toplam bankacılık sektörünün 36,1 trilyon liralık aktif büyüklüğü düşünüldüğünde katılım finansın sektördeki payı halen düşük. Türkiye’de kamu bankalarının da katılım sektörüne girmesiyle bir çıkışın yakalandığını söyleyen Durham Üniversitesi İşletme Fakültesi İslami Siyasi Ekonomi ve Finans Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Asutay, Güney Asya’da faizsiz finansın önemli bir merkezi olan Malezya ve Endonezya’da sektörün gelişmesi için devlet teşvikleri sağlandığına işaret etti.

“Türkiye’de muamelat geleneği yok”

 Endonezya’da muamelat (kişilerin birbirleriyle yaptığı ticari iş birliği, alışveriş) olarak adlandırılan ticari ilişkilerde İslam’ın rolünü, insanların çok daha erken yaşlarda öğrenebildiğine işaret eden Asutay, “Ancak Türkiye’de muamelat kısmı yok, öyle bir gelenek yok” dedi. Malezya modelinde ise kurumlara vergisel ve finansal teşvik sağlandığını söyleyen Asutay, “Ayrıca regülasyon bağlamında finansal olarak daha rahat bir ortam sağlanabiliyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’de de hibrit model düşünülebileceğini dile getiren Asutay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kira sertifikası, sukuk gibi enstrümanların ihracında kurumlara vergisel teşvik sağlanması ihraçları artırır. Bu, daha fazla kişiye ulaşılarak sektörün toplamdan aldığı payın büyütülmesini sağlar.” Ülkelerde sektörün aldığı paya işaret eden Asutay, “Bugün Malezya’da faizsiz finansın payı yüzde 40’lara yaklaştı. Körfez ülkelerinde yüzde 60’lara gidiyor. Kuveyt’te yüzde 60, Suudi Arabistan’da yüzde 50’yi geçti. Ancak Türkiye’de maalesef düşük seviyede, potansiyelinin çok altında” diye konuştu.

“En büyük problem borçluluk”

Borçlandırma yerine, bu tür ortak kazanç ve iş birliğine dayalı modellerin geliştirilmesinin hem yüksek faiz ortamında kaynağa ihtiyaç duyan kişilerin finansman ihtiyacının karşılanacağını hem de daha çok kişinin sektöre çekilebileceğini söyleyen Asutay, “Bugün dünyada en büyük problemlerden biri sokaktaki her bir insanın borçlandırılması. İslam’ın amacı adalet, özgürleştirme ve güçlendirmedir. Dolayısıyla biz adaleti nasıl sağlarız, kaynak erişimini nasıl sağlarız? O kısımlara bakmamız lazım.

Bu bağlamda ciddi şekilde toplumsal eğitime ihtiyaç var” değerlendirmesini yaptı. Bugün daha çok tüketimin finanse edildiğini dile getiren Asutay, “Ciddi şekilde tüketici harcamaları finanse ediliyor. Arkasından inşaat geliyor. Tarıma baktığınızda o kadar görünmez noktada ki… Sanayide üretim de aynı şekilde. Faizsiz bankacılık ne yazık ki üretime yönelik alanlarda çok sınırlı” ifadelerini kullandı.

Asutay: Ne yazık ki, kapitalist banka modelini örnek aldık

Faizsiz finansmanın sadece sermaye hareketlerine sıkıştırıldığını dile getire Prof. Dr. Mehmet Asutay, şöyle devam etti: “Kurumsal mantık olarak ne yazık ki kapitalist banka modelini aldık. Öyle olunca günlük hayatta insanlar hayatlarını değiştirebilecek, kolaylaştıracak enstrümanlar yerine, sermaye hareketleriyle uğraşıyorlar. Halbuki faizsiz finansmanda önemli modeller hayata geçirilebilir. Bu konuda Anadolu dikkat çekici.

Örneğin, Anadolu’daki bir insan tarlasını işletirken murabaha yapar. Yani çalışamayacak, tarlasını ekemeyecek durumdaysa, o zaman tarlasını kiracıya verir. Başka bir ifadeyle siz tarlanızı verirsiniz, kiralayan emeğini koyar. Sonra ortaya çıkan üründen sağlanacak geliri bölüşürsünüz. Bu mesela faizsiz iş modelidir. Muşarekede ise ben de biraz sermaye koyuyorum. Siz de gerisini koyuyorsunuz. Dolayısıyla ikimizin sermayesi ile bir ortaklık. Bunları yapmayınca ne KOBİ’lere, ne tarım, ne de üretim sektörüne ulaşabiliyorsunuz. Bu aynı zamanda insanları borçlandırmayan bir model.”

“Körfez’in parası Londra’ya park ediyor”

Avrupa’da Londra’nın katılım finansmanında önemli bir merkez konumunda bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Mehmet Asutay, “Müslüman dünyadaki fonlar gelip İngiltere’de park ediyor. İngiltere o güveni veriyor. Körfez bölgesinden önemli bir sermaye birikimi burada toplanıyor” ifadelerini kullandı. Asutay, Müslüman ülkelerde ise bir güven problemi olduğunu sözlerine ekledi.

Yorum gönder